31 Ocak 2014 Cuma

Aytunç Altındal 2009: Fethullah Gülen’in çizgisinin özünde devletle bütünleşmek var devleti ele almak, geri almak var



Sunucu: Yavuz var, televizyonada çıktı konuştu, Skytürk’e de çıktı. Daha önce Gülen cemaatinede yakınlığıyla bilinen ama şimdi cemaatle ilgili birtakım bilgiler veren yabancı ajanslarada bilgiler veren bir isim Hakan Yavuz. Diyor ki mesela verdiği bilgiler içerisinde: Camaat bir siyasi proje peşinde ve bu Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun bir proje değil diyor. Yani onlardan uzaklaşma nedeninide böyle açıklıyor. Şimdi aynı zamanda Amerikan basınında hakikaten Gülen’in Türkiye’de rejimle ilgili, rejimi dönüştürmekle ilgili birtakım çalışmalar içinde olduğuda yazıldı. Bu arada Amerika’da cemaati takip edenlerin karşılaştıkları bir vakıf var diyor, Türk Kültür Vakfı. TKV’nın başında dışişleri bakanlığının eski bir mensubu olan Güler Köknar var. Ve bu vakıf Amerka’da yapılan etkinliklere adeta para akıtıyor, festivaller yapıyor, ve festivalde Türk kültürü olarak tanıtılan yine, yağlı güreş, mehter takımı, fesli ve türbanlı gençler. Şimdi bu bilgi yine bir internet sitesinden alındı. Kısacası vakıf hükümet ve cemaatin oradaki şubesi gibi. Topladığı desteği bu amaçla dağıtıyor diyor. Örneğin 2006 tarihinde Utah’ta bir İslam kentleşmesi modeli Konya. Dönüşmekte olan şehir Konya isimli bir sempozyum düzenlenmiş. Bu aradada Türkiye’nin bu Utah Üniversitesindeki çalışmalara ortadoğu araştırmaları merkezi vasıtasıyla 900 bin dolar falan gibi paralar gönderdiği falan söyleniyor. Yani Gülen’in Amerika ve Türkiye’de Türkiyeyle ilgili yoğun bir siyasi faaliyette olduğu birçok yerden karşımıza çıkıyor. Acaba nedir bu F tipi yapılanma?

A. Altındal: Acaba nedir bu F tipi yapılanma başka bir hadise hanımefendi. O polis içindeki yapılanmayla ilgili.

Sunucu: Ama yargıdada, her yerde bir F tipi yapılanma var. Bütün bir F tipi kadrolaşmadan sözediliyor.

Altındal: Hanımefendi şimdi konuşmama izin veriyor musunuz? Yani konuşabilir miyim? Konuşabileceksem söyleyeyim. Ama konuşamayacaksam hiç konuşmayayım. Şimdi bakın bu olay Nurculuk olayı.

Sunucu: Bugün siz başka tartışmacı yok diye beni buldunuz zannediyorum.

Gülüşmeler...

Sunucu: Lütfen yani bak ikinizide bastırırım yani.

Y.N. Öztürk: Kesin hiç şüphem yok.

A. Altındal: Şimdi bakın Ruhat hanım. Olay Nurculukla ilgili bir olay. Nur cemaatleri ta Said-i Kürdi’den beri var. Demin hocamızın söylediği o Mallayla Papaz ortaklığı ta o zamandan var. Rahip Fruv’la Said-i Kürdi arasında var.

Y.N. Öztürk: Derviş Vahdetiye git daha...

A. Altındal: Derviş Vahdetiye, hepsinde var o. Dolayısıyla bir geleneğin devamı olarak Fethullah Gülen’de Nurcu diyor ki Yahudilerle ve Hıristiyanlarla biz diyalog içinde olacağız diyorlar.

Y.N. Öztürk: Yani size görede o papaz molla işbirliği çerçevesine, kategorisine konabilirmi? İşte orada ben mütereddidim yani.

A. Altındal: Nurcu efendim. Said-i Kürdi’nin bütün İngiliz Muhipler Cemiyetine girişi var sokan kim, sokan Manyasizade Refik bey. O zaman Refik bey Anayasa Mahkemesi başkanıdır. Adı o zaman Said-i Kürdi idi sonradan Said-i Nursi oldu. Nurcu hareketin özünde Fethullah Gülen’in çizgisinin özünde devletle bütünleşmek var. Devleti ele almak, geri almak var. Onların kafasında, diyor ki, bizim bir devletimiz vardı, biz o devleti kaptırdık, şimdi biz o devleti geri alacağız. Bu yargıdanda olabilir, tuvaletten Cumhurbaşkanlığı konağına kadar, köşküne kadar her taraf olabilir. Burada hiç bir olay yok. Hukuken başka bir taraf olabilir, siyaseten Fethullah Gülen hareketinin dini bir hareket olduğunu değil, siyasi bir hareket olduğunu düşünüyorum.

A. Altındal: Said-i Nursi’nin hiç bir devleti yok. Said-i Nursi’nin devleti falan bir tek Osmanlı devleti. Başkada hiç bir devlet yok ortada. Said-i Nursi’nin getirdiği çizgide, İstanbul’a geldiği zaman söylediği bir cümle vardı. Diyor ki, ben diyor işte ilk defa ışığı gördüm diyor: Ampul. Her ampul diyor bir nur talebesidir. Dolayısıyladır ki onun gelmek istediği yer, diyor ki İstanbuldaki hilafet ve müslümanları temsilen ortada bulunan kişiler yozlaşmış, çürümüş, bitmiş insanlardır. Bunların atılarak yerine dini bilen bizim gibi insanların gelmesi ve dini bir devlet, teokratik bir devlet yapısının oluşumudur diyor.

Y.N. Öztürk: Abdülhamid’le mücadelesi var mesela. Cumhuriyeti açık savunmaları var. Yani buralarda hüküm vermek kolay değil.

A. Altındal: Ben hüküm vermiyorum. Diyorum ki bu siyasi bir harekettir. Dini tarafı sadece kullanılan bir olaydır. Çünkü Türkiye’de cemaat yok mu, Türkiye’de tarikat yok mu, var. Dini tarikat olarak ortada bulunanların gösterdikleri bir İslam din anlayışı yok mu, var. Bunları kabul ederiz, etmeyiz bu ayrı mesele. Doğrudan doğruya Fethullah Gülen hareketi siyasi bir harekettir diyorum ben. Bu benim söylediğim.

Sunucu: Nedir siyasi hareket?

A. Altındal: Siyasetin amacıda bellidir.Bu Cumhuriyetin içerisinde yer alan hususların şu ya da bu şekilde o cemaatin istediği şekle yöneltilmesidir. Cemaatlerde, unutmayalım şunu, merkezde Allah yoktur. Cemaatin merkezinde Şeyh efendi kimse o vardır. Şeyh ne diyorsa o olur.

Y.N. Öztürk: Kesinlikle...

A. Altındal: Dolayısıyladır ki bu siyasi bir harekettir her siyasi hareket gibi devlete sahip olmak ister.

Y.N. Öztürk: Cansız hocamın benim allame benim baş hocamın bu dediğiniz manada ben 14-15 yaşlarında bunları dinledim. Onun derdi tarikatta imanın şartı yedidir altı değil. Birincisi nedir biliyor musun o öbür altının içinde yok: Şeyhin dediğine teslimiyettir. Allah sonra gelir.

A. Altındal: Evet aynen aynen.

Sunucu: Ve bizim dinimizde öyle bir aracı olmadığı içinde aslında...

Y.N. Öztürk: Bütün din kıstaslarıyla imanın şartını yediye çıkardınızmı bu bir şirk olur, yani putperestlik olur. Ha burada öyle mi değil mi o ayrı bir dava.

A. Altındal: Benim söyleyeceğim şu: Her siyasi hareket gibi Fethullah Gülen hareketi devleti, iktidarı ele geçirmek arzusundadır. Bunu normal karşılamak mümkündür. Siyasi bir hareketiz biz dedikleri takdirde. Ama biz İslam dinini kullanarak, ötekide diyor ki karşıtlarında başka şeyi kullanıyorlar. O da diyor ki mesela ben de sosyalizmi kullanıyorum. Öteki diyor ki ben bilmem neyi kullanıyorum. Bu da diyor ki biz de İslam’ı kullanırız kardeşim. Yani İslam’ı kullanıp iktidara gelmektir. Aslolan iktidardır. Ve aslolan iktidardır sözüde benden kaynaklanan, benim keşfettiğim bir olay değildir. Fethullah Gülen cemaatinin büyük çoğunluğu veya o görüşler paralelinde olan insanları büyük çoğunluğu çok ilginçtir ki Utah’dan gelirler, Amerika’da. Utah Mormon’ların merkezinden gelirler. Mesela Korkut Özal’da oradan geldi, Turgut Özal’da bir dönem orada bulundu. Hepsinin geldiği yer Utah’dır.

Sunucu: Biz bunları yeni yeni öğreniyoruz yani...

A. Altındal: Tabi boşuboşuna mesela Utah’dan gelmiyor bu iş buraya. Mesela Colorado’dan ne bileyim atıyorum California’dan gelmiyor.

Y.N. Öztürk: Espirisi ne bunun?

A. Altındal: Utah Mormon eyaleti, Mormonların yönettiği eyalet. Dini olarak yönettikleri eyalet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder