Erdoğan seçmeni Batı'nın liderine olan bu son davranışlarını tekrar eskiden olduğu gibi Türkiye'nin yönetimini ehliyetsiz kişilere devrederek onlarla birlikte Türkiye'yi sömürme ve hortumlama niyetinden oldukları şeklinde algılıyor.
Türkiye'de halk artık kendi dilini anlayan bir hükümetin varlığından memnun.
İhalelerde yolsuzluk yakıştırmalarınıda samimi bulmuyor halk.
Çünkü sonuçta ihaleleri birileri kazanacak ve bu kazananın kendi seçtiklerine yakın olanların olmasından hiç gocunmuyor.
Barajlar, atom santralleri, köprüler, havaalanları ve daha birçok mega
projelerin yapılmasını "Erdoğan ekolojik dengeyi bozuyor" şeklinde
yorumlayıp Gezi olaylarında olduğu gibi kitleleri ayaklandırma
girişimlerini halk samimi bulmuyor. Çünkü dünyanın birçok memleketlerinde bir oluk akarsuya onlarca barajlar inşaa ediliyor, kimsenin gıkı çıkmıyor diyorlar. Atom santrallerinin kurulmasını Türkiye'nin atom silahlara geçmesinin bir aşaması olarak gördüklerinden bunu istemediklerini düşünüyor, karşı duranların kendilerine güvensizliklerine karşı bir tavırla cevap veriyorlar. Havaalanını bilhassa Alman Frankfurt havaalanına bir rakip olacağından istemediklerini düşünüyorlar. Dünyanın işadamlarını havaalanından dolayı İstanbul'a çekeceğinden rahatsız olduklarını düşünüyorlar.
Onların Türkiye'nin gelişmesini
engelleme, teknolojisini üretemeyerek kendilerinin gelişmesini engelleme
niyetleri olarak algılıyorlar. Kendilerine her zaman muhtaç ederek sürekli Türkiye'ye satarak onlardan para kazanma niyetinde olduklarını düşünüyorlar.
Bu algılarını destekleyen en baştaki
sebep olarak bu iktidara kadar geçen yaklaşık 80 yıl boyuncaTürkiye'nin bir karış ilerleme
kaydedemeyişini gösteriyorlar.
Paralarının bundan 12 sene öncesine kadar hortumlamalarla peşkeş çekildiğini gösteriyorlar.
Türkiye'yi hiç olmadığı kadar güçlendiren Erdoğan hükümetinin halkın islami kimliğine güven kazandırdığından rahatsız olduklarını düşünüyorlar. Başarının kimliğine sahip çıkarak özgüvenini sağlamaktan geçtiği fikrini halka nakşettiğinden rahatsız olduklarını düşünüyorlar. Erdoğan hükümetini potansiyel bir İslam devleti kuracak diktatör ilan edecek kadar samimiyetsiz olduklarından şikayetçiler. Brükselde başka Ankara'da başka konuşuyor diyerek onun üzerinde baskıları artırma girişimlerinden şikayetçiler.
Kısacası Erdoğan üzerine gelindikçe güçlenen güçlendikçede kıskanılan, kıskandıkçada üzerine daha çok gidilen bir lider. Bunun sonucunda ama her zaman olduğu gibi yine halk galip gelecek, dolayısıyla Erdoğan daha çok güçlenerek çıkacak.
Bir zamanlar ehliyetsiz insanların elindeyken Türkiye'ye kimse gelipte ya hu size bir yardımda bulunmalı, bir karış yol katedemiyorsunuz. Bu işler şöyle olur, şunlar böyle olur demeyenler, hatta bundan kendilerine kâr çıkaranlar bugün nedense her şey yolunda giderken sesleri çıkabildiği kadar bağırıyorlar. Karadeniz halkını bile tahrik etme girişimlerine girerek oralarda barajlar inşa edilmesini engelleme, Türkiye'nin geleceğini ve rafahını engelleme çabasındalar diyor halk.
Halk son zamanlarda bilinçli olarak kara propagandalarla ekonomiyi çökerterek hükümetin en güçlü alanına leke sürme gayretlerinin farkında. Ama halk 6 sıfırı IMF ile Türkiye'den kimin def ettiğininde farkında. Bugün seçimlere kadar kur Dolar karşısında 5 TL'leride geçse bu halk bir zamanlar bu rakamın yüzlerle ifade edildiğini unutmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder